• Hoş geldiniz,

    Yeni bir iş ağı olan Endüstri Forum’a ÜCRETSİZ üye olarak değerli paylaşımlarınızı buradan da yaparsanız, akışta kaybolmaz ve sürekli okunur.

    Ücretsiz üye olmak için tıklayın...

Biz Türkler neden akıcı İngilizce konuşamıyoruz?

İlköğretimden liseye kadar 12 yıl haşır neşir olsak da İngilizce’yle arayı bir türlü düzeltemiyor, liseden sonra yolları ayırıveriyoruz. 44 ülke arasında yapılan “İngilizce yeterlilik sınavı”nda da ancak 43. olabilmişiz. Peki, biz bu dili neden öğrenemiyoruz?

3. Dünya Ülkelerinde bile ortaöğretimden mezun bir öğrenci ikinci bir dili çok rahat konuşurken bizim insanımız neden yıllarca uğraşmasına rağmen bir sonuç alamıyor? Ülkemizde öğrencilerin %95’e yakını İngilizce dersi alıyor. Gerek Milli Eğitimde gerekse dershanelerde Kurslarda, özel derslere en çok para harcanıp karşılığının alınamadığı tek branş… Konuştukça dallanıp budaklanıyor, herkesten farklı tespitler ve çözüm önerileri geliyor. Siz ne duşünüyorsunuz?
 

Mehmed ERSOY

Yeni Üye
Merhabalar,

Öncelikle öğrencilerimize İngilizce'yi öğrenmek zorunda olduklarının öğretilmesi gerekiyor.

İngilizce'ye ders olarak değil, gereklilik olarak bakılması gerektiği kavratılmalı.

Dilin, canlı bir varlık olduğu, sürekli gelişim içinde olduğu öğretilmeli.

İngilizce ders konularına başlamadan önce, İngilizce nasıl evrensel bir dil oldu? İngilizce'nin hayatı,felsefesi vs. planlı ve bilinçli sistematik işlenmeli.

Türkiye'de okullarda aldığımız İngilizce eğitime değinmeme gerek yok. Aynı süreçlerden geçtiğimiz için hepimiz biliyoruz.

Günümüz global dünya'da ve küresel ekonomi'de vede ileri derece teknoloji'de İngilizce mutlak gereklilik gerektiriyor.

Okul döneminde ders ve yaz tatili döneminde imkan varsa yurt dışı İngilizce aktiviteler ile desteklenmeli.

İmkan yoksa müzik,film,sinema,kitap okuma sürekli gelişim ve takip halinde olunmalı.

Aslında yurtdışına bile gerek yok. Yazın turistlik yerlerde çalışarak, hem maddi kazanç, hemde dil öğrenimi zenginleştirilebilir.

İyi derece İngilizce bilmemenin sonuçları...

Günümüz işsizliğinin en büyük nedenlerinden biri, KOBİ'lerin ihracat'taki en büyük sorunu. İthalat'larımızın aksama ve geçikme sorunu.

Fabrikalarımızın küresel ekonomi'de pay sahibi olamaması.

Global bir marka çıkaramamızın nedenidir.

Aslında konu memleket meselesi...

Benim düşüncelerim fikirlerim bunlardır. Yanlışım olmuşsa af ola...

Teşekkürler
 
Son güncelleme:
@Mehmed ERSOY 'a katılıyorum, (Türkiye'de okullarda aldığımız İngilizce eğitime değinmeme gerek yok. Aynı süreçlerden geçtiğimiz için hepimiz biliyoruz!!!)
Her sene başı aynı konuları yeniden öğretiyorlar, yıl sonunda bir noktada tamamlanıyor. Bir sene sonra yeniden aynı konular gösteriliyor. Sanki bilinçli bir şekilde öğretilmiyor gibi! Şimdiki müfredatı bilmiyorum ama öğretilme biçiminde de bir sorun var gibi. Müfredat yeniden gözden geçirilmeli ve devlet okulları dahil olmak üzere hepsinde konuşma derslerinin artırılması gerekiyor diye düşünüyorum.
 

Yeliz Yirmibeş

Aktif Üye
Belki de mükemmelin peşinde olduğumuz için, öğrenmekte zorlanıyoruzdur. İdealleştirdiğimiz şekilde konuşmadıkça, özgüven de azalıyor. Ana dilim gibi konuşmak zorunda değiliz ki! Kaldı ki sizlerin de dediği gibi her şeyden önce müfredatı da sorgulamak gerek. Bugün 4 yaşındaki bir çocuk izlediği çizgi filmden Rusca ya da başka bir dil öğrenebiliyorsa, biz yetişkinlerin ve yine çocukların eğitimin içerisinde öğrenememesine kuşkucu yaklaşmalıyız. Gündelik yaşamın içerisinde tabii eğitimde de İngilizceyi daha eğlenceli bir şekilde varedelebilmek çözümlerden yalnızca biri olabilir, bunun nasıl oalcağının yollarını bir an önce bulmalıyız
 
@Mehmed ERSOY Öncelikle yanıtınız iöçin çok teşekkür ederim. Yazıklarınıza ilave olarak bir kaç konunun da altını çizmek isterim

Ülkemizde uygulama odaklı eğitimlere odaklanmaları durumunda bu konuyu çözebiliriz. Kendi analimizi KONUŞTUĞUMUZ GİBİ TÜM DİLLERİ KONUŞABİLİRİZ

Öncelikle öğrencilerimize İngilizce'yi öğrenmek zorunda olduklarının öğretilmesi gerekiyor ifadeniz şöyle tekrar yorumlamak isterim
ZORUNDA TUTULAN HİÇ BİR KONU EĞLENCELİ OMAZ ve bu durumda zorundalık yerine daha öğretici ve hayatının içinde bir alan açalırsa öğrenme hızı artar ve DERS mantığından uzaklaştırabilirsek,
belirtiğiniz gibi
İngilizce ders konularına başlamadan önce, İngilizce nasıl evrensel bir dil oldu? İngilizce'nin hayatı,felsefesi vs. planlı ve bilinçli sistematik işlenmeli.

Bir iletişim dili olarak anlaşmak, yeni kültürler tanımak, yeni bir dünyanın kapısını açmanın, iş hayatında gerçelten fayda sağlanacak doğru ROL MODELLERLE okul hayatlarında onları heyecanlandıracak dil antremanları ile KONUŞMALARINI sağlasalar, harika olurdu değil mi?
Katkılarınız için teşekkür ederim
 
Son güncelleme:
@Derya Kumtepe, @Mehmed ERSOY
TÜRKÇE dilini örnek alırsak; bizlerin gerçek hayatta sokaklarda, sosyal medyada, Filmlerde yada iş alanlarımızda Türkçe dilbilgisi kitaplarındaki gibi Türkçe dilini kullanmadığımızı fark etmişsinizdir. Bu durumd başka diller içinde geçerli olduğunu hatırlatmak isterim
Biz armut piş ağzıma duş deriz, bunu İNGİLİZCE çevirmeye çalışırız oysaki ;
"birds fly not into our mouth ready roasted " şeklinde ingilizler kullanıyor.
Neyi, nasıl? ne şekilde söyleyeceğimizi öğrenmemiz, güncel konuşma dilini anlamamızı sağlayacaktır.

Kitaplardaki gibi kimse kendi ana dilini konuşmuyor. Yöntemde bir sorun olduğu aşıkar.
İngilizce öğretmenlerimiz derslerde diyalog kuruyorlar mı sizce?
 

Mehmed ERSOY

Yeni Üye
İngilizceyi gençlerimiz yeterki öğrensin. Metot, yöntem nasıl olur? Bilmiyorum.

Ben sonuç odaklıyım. Öğrenelim ki dünya arenasında bizim de yerimiz olsun.

Düşüncelerimi ifade ederken eksik veya yanlış ifade kullandıysam üzgünüm.

Benim fikrim öncelikle bütün lisans bölümlerindeki her dersin İngilizce işlenmesidir. ( matematik , fizik , kimya vs. )

Benim tarih öğretmenim, din öğretmenim, beden öğretmenim, müzik öğretmenim İngilizce bilsin ki çoçuklarımıza örnek olsun.

Çoçuklarımıza "ingilizceyi öğrenmeliyim" fikrini aşımalıyız.

Farklı yöntem veya metot herşeye tamam derim. Sonuç çoçuklarımızın İngilizce öğrenmesi için.
 
@Mehmed ERSOY yorumlarınız için teşekklürler. uygulama esaslı programlar önemlidir dil öğrenilmez aslında edinilir. dil öğrenmek beynin bir kabiliyetidir. dil, biyoloji tarih kimya dersi öğrenir gibi öğrenmek dogru bir yöntem değildir. dil öğrenme reflextir. uyarmak gerekir. derste kara tahta önüne dil becerileri konusu başlı başına özel ele alınması gereken bir konudur. örneğin Micheal Phelps olsa bir kişiye yüzme öğretebilir mi? öğretemez çünkü havuz yada deniz su lazımdır. araba kullanmak gibi, yüzmek gibi yada DİL BİR BECERİDİR BECERİ EDİNİLİR. bu bahsettiğim konuları düsündüğünüzde aslında hayatımızın içinde bizleri besleyen dilin kendi eko sistemini bilmemiz önemlidir.
bir link paylaşacağım dinlerseniz sevinirim
 
Top