bkucukarslan
Üye
İşim ve pozisyonum gereği, uçtan uca tedarik zinciri ile ilgili dünyadaki tüm gelişmeleri takip ediyor, her akşam bu haberleri okuyor ve hatta ilginç haberleri Linkedin’de sizlerle paylaşıyorum.
Yüksek lisansta aldığım Tedarik Zinciri ve Lojistik Yönetimi dersinde, 3PL anlatıldığında, neden bu yola başvurulduğunun mantığını kabul edebilmiştim. 3. parti lojistik ne demek? Alıcı da satıcı da lojistik konusunda kendi imkanlarını (araçlarını, depolarını) değil, lojistik ile ilgili başka bir firmayı kullanıyor demek. Üretici ve alıcı firmanın aracı olmayabilir, normaldir. Sonra 3PL firmalarını gözüme kestirdim. Hatta birinde de çalıştım. Orada 4PL gördüm. Yaklaşık 40 adet müşterimiz vardı. Müşteri aktivitesi o kadar yüksekti ki, çalıştığım firma kendi imkanlarıyla müşterilere yetişemiyordu. Belki planlama ve kalite konusunda sıkıntı yoktu ancak mali ve idari konularda sıkıntı yaşanabilirdi, belki de yaşanmıştı. Bunun önüne geçmek için başka bir kara nakliyeci firma ile anlaşıldı. Depodaki ürünlerin bir kısmını, bu yeni nakliyeci firma taşıyordu. İşte bu 4PL.
Bir diğer 4PL de şu. Hava veya deniz yoluyla ihracat yapacak firmaların başvurduğu forwarder firmaları vardır. Bunların bir kısmının ne uçağı ne de gemisi var. Bazı havayolu şirketleriyle ve armatörlerle anlaşıp, ihracatçı firmaların ürünlerini onlara teslim ediyorlar. Forwarder firmaları 3.dereceden sayarsak, fiziken taşıyan havayolu şirketi veya armatör de 4.derece oluyor.
Buraya kadar tamam. Ama Avrupa’da, dünyaca ünlü bir şirketin karayolu taşımacılığında uyguladığı 5PL sistem, “Nereden geliyor bu değirmenin suyu” dedirtiyor. Çünkü derece arttıkça, ara oyunculara verdiğiniz komisyon da artıyor. Tahmin edersiniz ki 5.derecedeki bu nakliye firmaları, küçük ama dünyaya açılmak isteyen firmalar. Bilirsiniz ki bu denli büyük operasyonlarda herkesin bir yedek oyuncusu vardır. Tabi 4.derecedeki firmanın da var. Standart olarak çalıştığı 5.derece nakliye firmanın, talep edilen zamanda aracı/sürücüsü yoksa ne olacak? 4.derecedeki firma, yedek oyuncusunu sahaya sürecek. Yani, bir diğer 5PL firması. Sıkı durun! Bu firma da, piyasada kendi aracıyla serbest çalışan, bir firmaya bağlı olmayan sürücülerle çalışıyormuş. Bu ne demek? 6PL!
Bu 5. ve 6. derecede olmasını tahmin ettiğiniz firmalardan Türkiye’de de var. Takdir ediyorum tabiki, onlar için güzel bir fırsat. Zamanı gelir 4.dereceye, 3.dereceye kadar yükselebilirler. Ama navlun ücretini ödeyen ithalatçı-ihracatçı firmanın günahı nedir?
Sonra bu şirketin yetkililerine Linkedin’den ulaştım. Neden böyle birşey yaptıklarını sordum. Onlar da şunu söylediler: (Ben:B, Firma:F)
F: Biz aslında sadece 3PL firması ile anlaşırız, diğerleri bizi ilgilendirmez. 3PL’e vereceğimiz ücret bellidir. Her yıl da bu ücret güncellenir. Bir rota için herşey dahil fiyatlar uygulanır. Dolayısıyla sonraki tedarikçiler bizi ilgilendirmez.
B: Peki ama ya 4PL, 5PL ve 6PL hizmet tedarikçileri kalitenize olumsuz etki ederse, sizi zor durumda bırakırsa ne olacak?
F: 3PL firmamız dünya çapında tanınan ve hatta 1 numara diyeceğimiz bir şirket. Biz tedarikçimize güveniyoruz, onlar da bizi yarı yolda bırakmazlar. Zaten onlara gerekli eğitimi veriyoruz, kırmızı çizgilerimizi açıkça belirtiyoruz. Belli ki bazı noktalarda kendi imkanları, bizim için yetersiz kalıyor. Bizi yarı yolda bırakmak yerine kendi tedarikçilerini devreye sokuyorlar.
B: Peki sözleşme yenileme zamanında 3PL şirketini devre dışı bırakıp, 4PL hatta 5PL şirketle anlaşıp, ödediğiniz komisyon oranınızı düşürmek istemez misiniz? Aracı firmalar arttıkça son kullanıcı fiyatı da artıyor doğal olarak.
F: Hayır istemeyiz. Çünkü 3PL firmamıza güveniyoruz. Bu, körü körüne bir güven değil. Her araca yüklenen ürünümüz sigortalanıyor. Bir sorun olduğunda muhattap bulabiliyoruz. Diğer firmalar küçük çapta firmalar. Ürünümüze birşey olsa bu konuyu çözecek birini bulamayız. Hem ürünümüz çöpe gider hem de müşterimizin güveni sarsılır.
B: Sigorta kısmını anladım, ürününüzü kurtarabiliyorsunuz. Peki bir sorun olunca müşteri teslimatı gecikiyor doğal olarak, bunu nasıl çözüyorsunuz?
F: Biz ürünü, müşterinin istediği tarihten 2 hafta önce ona ulaşacak şekilde yola çıkarıyoruz. Elimizde fazla fazla ürün de oluyor. Bir sorun olunca hemen yeni ürün yeni araca yüklenir ve yola çıkar. Şimdiye kadar bu tür problemleri müşteriye hiç yansıtmadık.
Yine soru işaretlerim devam ediyor. Lojistik sektörü bu kadar gelişmişken, büyük büyük firmalar süper reklamlar yapıyorken, süper tesislerle süper araçlarla gövde gösterisi yapıyorken bu sorunların yaşanması, sorunlardan dolayı hizmetin 6PL’e kadar uzanması beni düşündürüyor. Reklam filmini çeken kamerayı yere sıfırlayarak kamyon lastiğini kocaman gösterip, “biz de kocamanız” demek yetmiyor. Türkiye’deki üretici ve ithalatçı firmalar olarak, bu duruma gelmememiz için neye ihtiyacımız olduğunu söylememe gerek yok sanırım. 4.dereceye kadar anlarım, normaldir. Ama bir noktadan sonrası göze batıyor. 3. ve 4.derecedeki lojistik firmalarının, hizmet ve kalite anlamında kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bunun için hizmet alan firmalara da iş düşüyor. Kalite toplantıları organize edilmeli, nerede ne sıkıntılar var onlardan bahsedilmeli, proaktif olunmalı, yaşanmamış ancak yaşanması muhtemel sorunlar gündeme getirilmeli. Teşekkürler.
Not: Bu makale, Satınalma Dergisi - Mart 2020 sayısında yayınlanmıştır.
- Avrasya’da neler oluyor,
- Çin nasıl bir strateji uyguluyor,
- Amerika hangi aşamalarda inovasyon yapmış,
- Hangi uluslararası ödül töreninde kim-neden ödül almış,
- Amazon,Walmart, Alibaba neler yapıyor...
Yüksek lisansta aldığım Tedarik Zinciri ve Lojistik Yönetimi dersinde, 3PL anlatıldığında, neden bu yola başvurulduğunun mantığını kabul edebilmiştim. 3. parti lojistik ne demek? Alıcı da satıcı da lojistik konusunda kendi imkanlarını (araçlarını, depolarını) değil, lojistik ile ilgili başka bir firmayı kullanıyor demek. Üretici ve alıcı firmanın aracı olmayabilir, normaldir. Sonra 3PL firmalarını gözüme kestirdim. Hatta birinde de çalıştım. Orada 4PL gördüm. Yaklaşık 40 adet müşterimiz vardı. Müşteri aktivitesi o kadar yüksekti ki, çalıştığım firma kendi imkanlarıyla müşterilere yetişemiyordu. Belki planlama ve kalite konusunda sıkıntı yoktu ancak mali ve idari konularda sıkıntı yaşanabilirdi, belki de yaşanmıştı. Bunun önüne geçmek için başka bir kara nakliyeci firma ile anlaşıldı. Depodaki ürünlerin bir kısmını, bu yeni nakliyeci firma taşıyordu. İşte bu 4PL.
Bir diğer 4PL de şu. Hava veya deniz yoluyla ihracat yapacak firmaların başvurduğu forwarder firmaları vardır. Bunların bir kısmının ne uçağı ne de gemisi var. Bazı havayolu şirketleriyle ve armatörlerle anlaşıp, ihracatçı firmaların ürünlerini onlara teslim ediyorlar. Forwarder firmaları 3.dereceden sayarsak, fiziken taşıyan havayolu şirketi veya armatör de 4.derece oluyor.
Buraya kadar tamam. Ama Avrupa’da, dünyaca ünlü bir şirketin karayolu taşımacılığında uyguladığı 5PL sistem, “Nereden geliyor bu değirmenin suyu” dedirtiyor. Çünkü derece arttıkça, ara oyunculara verdiğiniz komisyon da artıyor. Tahmin edersiniz ki 5.derecedeki bu nakliye firmaları, küçük ama dünyaya açılmak isteyen firmalar. Bilirsiniz ki bu denli büyük operasyonlarda herkesin bir yedek oyuncusu vardır. Tabi 4.derecedeki firmanın da var. Standart olarak çalıştığı 5.derece nakliye firmanın, talep edilen zamanda aracı/sürücüsü yoksa ne olacak? 4.derecedeki firma, yedek oyuncusunu sahaya sürecek. Yani, bir diğer 5PL firması. Sıkı durun! Bu firma da, piyasada kendi aracıyla serbest çalışan, bir firmaya bağlı olmayan sürücülerle çalışıyormuş. Bu ne demek? 6PL!
Bu 5. ve 6. derecede olmasını tahmin ettiğiniz firmalardan Türkiye’de de var. Takdir ediyorum tabiki, onlar için güzel bir fırsat. Zamanı gelir 4.dereceye, 3.dereceye kadar yükselebilirler. Ama navlun ücretini ödeyen ithalatçı-ihracatçı firmanın günahı nedir?
Sonra bu şirketin yetkililerine Linkedin’den ulaştım. Neden böyle birşey yaptıklarını sordum. Onlar da şunu söylediler: (Ben:B, Firma:F)
F: Biz aslında sadece 3PL firması ile anlaşırız, diğerleri bizi ilgilendirmez. 3PL’e vereceğimiz ücret bellidir. Her yıl da bu ücret güncellenir. Bir rota için herşey dahil fiyatlar uygulanır. Dolayısıyla sonraki tedarikçiler bizi ilgilendirmez.
B: Peki ama ya 4PL, 5PL ve 6PL hizmet tedarikçileri kalitenize olumsuz etki ederse, sizi zor durumda bırakırsa ne olacak?
F: 3PL firmamız dünya çapında tanınan ve hatta 1 numara diyeceğimiz bir şirket. Biz tedarikçimize güveniyoruz, onlar da bizi yarı yolda bırakmazlar. Zaten onlara gerekli eğitimi veriyoruz, kırmızı çizgilerimizi açıkça belirtiyoruz. Belli ki bazı noktalarda kendi imkanları, bizim için yetersiz kalıyor. Bizi yarı yolda bırakmak yerine kendi tedarikçilerini devreye sokuyorlar.
B: Peki sözleşme yenileme zamanında 3PL şirketini devre dışı bırakıp, 4PL hatta 5PL şirketle anlaşıp, ödediğiniz komisyon oranınızı düşürmek istemez misiniz? Aracı firmalar arttıkça son kullanıcı fiyatı da artıyor doğal olarak.
F: Hayır istemeyiz. Çünkü 3PL firmamıza güveniyoruz. Bu, körü körüne bir güven değil. Her araca yüklenen ürünümüz sigortalanıyor. Bir sorun olduğunda muhattap bulabiliyoruz. Diğer firmalar küçük çapta firmalar. Ürünümüze birşey olsa bu konuyu çözecek birini bulamayız. Hem ürünümüz çöpe gider hem de müşterimizin güveni sarsılır.
B: Sigorta kısmını anladım, ürününüzü kurtarabiliyorsunuz. Peki bir sorun olunca müşteri teslimatı gecikiyor doğal olarak, bunu nasıl çözüyorsunuz?
F: Biz ürünü, müşterinin istediği tarihten 2 hafta önce ona ulaşacak şekilde yola çıkarıyoruz. Elimizde fazla fazla ürün de oluyor. Bir sorun olunca hemen yeni ürün yeni araca yüklenir ve yola çıkar. Şimdiye kadar bu tür problemleri müşteriye hiç yansıtmadık.
Yine soru işaretlerim devam ediyor. Lojistik sektörü bu kadar gelişmişken, büyük büyük firmalar süper reklamlar yapıyorken, süper tesislerle süper araçlarla gövde gösterisi yapıyorken bu sorunların yaşanması, sorunlardan dolayı hizmetin 6PL’e kadar uzanması beni düşündürüyor. Reklam filmini çeken kamerayı yere sıfırlayarak kamyon lastiğini kocaman gösterip, “biz de kocamanız” demek yetmiyor. Türkiye’deki üretici ve ithalatçı firmalar olarak, bu duruma gelmememiz için neye ihtiyacımız olduğunu söylememe gerek yok sanırım. 4.dereceye kadar anlarım, normaldir. Ama bir noktadan sonrası göze batıyor. 3. ve 4.derecedeki lojistik firmalarının, hizmet ve kalite anlamında kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bunun için hizmet alan firmalara da iş düşüyor. Kalite toplantıları organize edilmeli, nerede ne sıkıntılar var onlardan bahsedilmeli, proaktif olunmalı, yaşanmamış ancak yaşanması muhtemel sorunlar gündeme getirilmeli. Teşekkürler.
Not: Bu makale, Satınalma Dergisi - Mart 2020 sayısında yayınlanmıştır.
Son güncelleme: