ArifOnurKacak
Üye
Makine Sektörü, 2019 yılı sonu itibariyle 17 bini aşkın işletme ve 250 bine yakın istihdamı ile 109 milyar TL ciro karşılığı 27 milyar TL katma değer sağlarken ihracatını 17,9 milyar dolara çıkararak toplam ihracattan %10 pay alır duruma gelmiştir. Sektör, 20 Makine İmalat Sanayi Derneğinden oluşan MAKFED, Makine Federasyonu altında örgütlenmiştir.
2020 yılında, makine sektörü olarak yeni bir ihracat rekoru kırmaya hazırlanırken, COVID-19 salgını ile birlikte rekor yerini negatif görünüme terk etti. İhracatçı birliği verilerine göre Ocak-Mart aylarında genel makine ihracatında bir düşüş yaşanmamışken, 1 Ocak-19 Nisan 2020 arasında ise birçok makine alt sektörü ihracatında çok sert düşüşler yaşandı. 2019 yılına kıyasla; Deri imalat makinelerinde %70, Ambalaj makinelerinde %20, Elektrik motorlarında %22, Takım tezgahlarında ise %15 düşüş gerçekleşti. Genel makine sektörüne baktığımızda ise %9,3 düşüş ile 2019 yılı aynı dönemde 5,3 Milyar dolar olan ihracat, 2020 yılında 4,9 Milyar dolara geriledi.
Öte yandan, Koronavirüs etkilerine yönelik MAKFED tarafından 357 makine üreticisine uygulanan anket neticesinde ise;
Satışlardaki yurt dışı tedarik oranının %33 olduğu,
2019 yılı boyunca yapılan alımlarının %67’si vadeli, ortalama vadenin ise 3,6 ay olduğu,
Firmaların yaptığı satışların %73’ü vadeli, ortalama vade sayısı ise makine sektöründe 4,8 ay olduğu,
Firmaların %89’unun herhangi bir bankada veya kredi kuruluşunda kullanılabilir kredi limiti mevcutken, %59’unun kredi borcu bulunduğu,
Mevcut kredi hacmi/ciro oranı makine sektöründe %31 olduğu,
Faaliyetine devam eden firmaların kapasitesinde ortalama % 35 azalma görüldüğü,
Mart 2020 itibariyle makine sektöründe mevcut siparişlerin tamamlama süresi ortalama 2,1 ay olup , yeni iç siparişler normal zamanın %31’i, yurt dışı siparişler için ise yüzde 22 olduğu,
Mart ayı sonu itibariyle makine sektöründe istihdamın %61’i aktif çalışmaya devam etmekte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Nisan ayı etkilerini görmek üzere anket tekrar icra edilecek ama yukarıda gördüğünüz üzere mart ayı anketine göre sonuçlar sanırım biraz daha negatif gelecek gibi gözüküyor. Umarım yanılırım.
Diğer taraftan, bu dönemde makine sektöründe yaşadığımız en büyük problem ise, 24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği konusu “Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteleme” tedbirleri kapsamına makine sektörünün alınmayışı oldu. Mücbir sebep kapsamına alınmaması sadece vergi vs. gibi maddi hususlardan öte, sözleşmeye bağlı ihracat teslimlerinin gecikmesi durumunda da devlet tarafından mücbir sebep kapsamında olduğumuzu partnerlerimize iletebilmek elimizi çok kuvvetlendirecekti.
Elbette her makine alt sektörünün kendine göre sebepleri var ve makine sektörünün mücbir sebep kapsamına alınması için birçok dernek gerekli başvuruları yaptı. Ancak, mensubu olduğum ağaç işleme makineleri sektöründen örnek verirsem sanırım konu daha da iyi anlaşılır.
2019 yılı itibariyle ihracatın ithalatı karşılama oranı %200’den fazla olan ve 50 milyon USD’a yakın dış ticaret fazlası veren sektörümüz ihracatının büyük bir bölümünün yapıldığı (Ortadoğu ve Avrupa) pazarların durma noktasına geldiği malumunuzdur. Öte yandan, her türlü mobilya ve ağaç işleme makinaları imalatı ve çeşitli aksamları üretiminin yapıldığı sektörümüzde, Çin’de başlayan ancak merkez üssü Avrupa ülkeleri haline gelen salgın nedeniyle özellikle Avrupa’dan tedarik etmemiz gereken yedek parça ve ara malı olan hidrolik pnömatik, otomasyon, robotik malzemeler, motor, elektronik vb. ürün tedariklerinin gecikmesi ve bunun sonucunda da siparişlerimizin müşterilerimiz olan mobilya üreticileri tarafından ertelenmesine yol açtı. Ayrıca, mobilya sektörünün en çok üretim ve satış yaptığı bu dönemde düğün, nikah gibi toplu davetlerin yasaklanması, dolayısıyla da mobilya perakendecilerinin de faaliyetlerini durdurması nedeniyle, bu durum sektör ekonomisinde ciddi daralmalara ve makineye olan talebin neredeyse durmasına sebep oldu. Bu bağlamda, ilgili tebliğ’de “Her türlü mobilya imalatı yapan firmalar ile perakende sektöründe satış yapan mobilya mağazaları” mücbir sebep kapsamına alınmış ve yaşanan ekonomik gelişmelerden ötürü faaliyetlerini durdurmuşlardır. Ancak, mobilya sektörüne yerli makine ve aksamlarını sağlayan sektörümüz ise mücbir sebep kapsamında değerlendirilmemiştir.
Bu ve bunun gibi birçok çelişki mevcut maalesef.
Diğer bir konu ise, mücbir sebep kapsamına alınan firmalarla iş yapan, ancak mücbir sebep kapsamına girmeyen firmalar, mal veya hizmet aldığı firmanın KDV beyannamesi vermemesinden ötürü KDV iadesi başvurusunda bulunamaması. Bu firmaların hem KDV iadesi alamaması hem de mal veya hizmet aldığı mücbir sebep kapsamındaki firmayı, tabi olduğu KDV oranı kadar ilave olarak finanse etmesine neden olmaktadır. Bu çıkmazın da bir an önce çözülmesi gerekmekte.
Peki, hiç mi olumlu bir gelişme yok. Elbette var. Kısa çalışma ödeneği (KÇÖ), Kredi Garanti Fonu destekli krediler, çek kredisi, KOSGEB ödemelerinin ötelenmesi, var olan kredi ve kredi kartı ödemelerinin ötelenmesi gibi tedbirler birçok firmayı, esnafı ve kişiyi rahatlattı. Ayrıca, diğer olumlu bir gelişme ise yine sanayicilerin girişimi ile sokağa çıkma yasağı uygulandığı sürelerde ihracat taahhüdü olan firmalar ile teknik servisler gerekli belgeleri sunmak kaydıyla bu uygulamadan muaf tutuldu.
Beklentiler neler peki?
Öncelikli olarak makine sektörünün mücbir sebep kapsamına alınması, KÇÖ süresinin 3 aydan 6 aya uzaltılması ve şartların tamamen kaldırılarak onay sürecinin beklenmeksizin başvuran tüm firmaların faydalanması, Leasing ödemeleri ile elektrik, doğalgaz gibi ödemelerin ötelenmesi, KDV iadelerinin en kısa sürede gerçekleştirilerek firmaların krediye yönlendirmek yerine bu ödemelerle finanse edilmesi.
Dilim döndüğünce güncel durumu aktarmaya çalıştım. Sorularınız olması halinde, bilgim dahilinde ise cevaplamaktan memnuniyet duyarım.
Arif Onur Kaçak
AİMSAD Genel Sekreteri
2020 yılında, makine sektörü olarak yeni bir ihracat rekoru kırmaya hazırlanırken, COVID-19 salgını ile birlikte rekor yerini negatif görünüme terk etti. İhracatçı birliği verilerine göre Ocak-Mart aylarında genel makine ihracatında bir düşüş yaşanmamışken, 1 Ocak-19 Nisan 2020 arasında ise birçok makine alt sektörü ihracatında çok sert düşüşler yaşandı. 2019 yılına kıyasla; Deri imalat makinelerinde %70, Ambalaj makinelerinde %20, Elektrik motorlarında %22, Takım tezgahlarında ise %15 düşüş gerçekleşti. Genel makine sektörüne baktığımızda ise %9,3 düşüş ile 2019 yılı aynı dönemde 5,3 Milyar dolar olan ihracat, 2020 yılında 4,9 Milyar dolara geriledi.
Öte yandan, Koronavirüs etkilerine yönelik MAKFED tarafından 357 makine üreticisine uygulanan anket neticesinde ise;
Satışlardaki yurt dışı tedarik oranının %33 olduğu,
2019 yılı boyunca yapılan alımlarının %67’si vadeli, ortalama vadenin ise 3,6 ay olduğu,
Firmaların yaptığı satışların %73’ü vadeli, ortalama vade sayısı ise makine sektöründe 4,8 ay olduğu,
Firmaların %89’unun herhangi bir bankada veya kredi kuruluşunda kullanılabilir kredi limiti mevcutken, %59’unun kredi borcu bulunduğu,
Mevcut kredi hacmi/ciro oranı makine sektöründe %31 olduğu,
Faaliyetine devam eden firmaların kapasitesinde ortalama % 35 azalma görüldüğü,
Mart 2020 itibariyle makine sektöründe mevcut siparişlerin tamamlama süresi ortalama 2,1 ay olup , yeni iç siparişler normal zamanın %31’i, yurt dışı siparişler için ise yüzde 22 olduğu,
Mart ayı sonu itibariyle makine sektöründe istihdamın %61’i aktif çalışmaya devam etmekte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Nisan ayı etkilerini görmek üzere anket tekrar icra edilecek ama yukarıda gördüğünüz üzere mart ayı anketine göre sonuçlar sanırım biraz daha negatif gelecek gibi gözüküyor. Umarım yanılırım.
Diğer taraftan, bu dönemde makine sektöründe yaşadığımız en büyük problem ise, 24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği konusu “Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteleme” tedbirleri kapsamına makine sektörünün alınmayışı oldu. Mücbir sebep kapsamına alınmaması sadece vergi vs. gibi maddi hususlardan öte, sözleşmeye bağlı ihracat teslimlerinin gecikmesi durumunda da devlet tarafından mücbir sebep kapsamında olduğumuzu partnerlerimize iletebilmek elimizi çok kuvvetlendirecekti.
Elbette her makine alt sektörünün kendine göre sebepleri var ve makine sektörünün mücbir sebep kapsamına alınması için birçok dernek gerekli başvuruları yaptı. Ancak, mensubu olduğum ağaç işleme makineleri sektöründen örnek verirsem sanırım konu daha da iyi anlaşılır.
2019 yılı itibariyle ihracatın ithalatı karşılama oranı %200’den fazla olan ve 50 milyon USD’a yakın dış ticaret fazlası veren sektörümüz ihracatının büyük bir bölümünün yapıldığı (Ortadoğu ve Avrupa) pazarların durma noktasına geldiği malumunuzdur. Öte yandan, her türlü mobilya ve ağaç işleme makinaları imalatı ve çeşitli aksamları üretiminin yapıldığı sektörümüzde, Çin’de başlayan ancak merkez üssü Avrupa ülkeleri haline gelen salgın nedeniyle özellikle Avrupa’dan tedarik etmemiz gereken yedek parça ve ara malı olan hidrolik pnömatik, otomasyon, robotik malzemeler, motor, elektronik vb. ürün tedariklerinin gecikmesi ve bunun sonucunda da siparişlerimizin müşterilerimiz olan mobilya üreticileri tarafından ertelenmesine yol açtı. Ayrıca, mobilya sektörünün en çok üretim ve satış yaptığı bu dönemde düğün, nikah gibi toplu davetlerin yasaklanması, dolayısıyla da mobilya perakendecilerinin de faaliyetlerini durdurması nedeniyle, bu durum sektör ekonomisinde ciddi daralmalara ve makineye olan talebin neredeyse durmasına sebep oldu. Bu bağlamda, ilgili tebliğ’de “Her türlü mobilya imalatı yapan firmalar ile perakende sektöründe satış yapan mobilya mağazaları” mücbir sebep kapsamına alınmış ve yaşanan ekonomik gelişmelerden ötürü faaliyetlerini durdurmuşlardır. Ancak, mobilya sektörüne yerli makine ve aksamlarını sağlayan sektörümüz ise mücbir sebep kapsamında değerlendirilmemiştir.
Bu ve bunun gibi birçok çelişki mevcut maalesef.
Diğer bir konu ise, mücbir sebep kapsamına alınan firmalarla iş yapan, ancak mücbir sebep kapsamına girmeyen firmalar, mal veya hizmet aldığı firmanın KDV beyannamesi vermemesinden ötürü KDV iadesi başvurusunda bulunamaması. Bu firmaların hem KDV iadesi alamaması hem de mal veya hizmet aldığı mücbir sebep kapsamındaki firmayı, tabi olduğu KDV oranı kadar ilave olarak finanse etmesine neden olmaktadır. Bu çıkmazın da bir an önce çözülmesi gerekmekte.
Peki, hiç mi olumlu bir gelişme yok. Elbette var. Kısa çalışma ödeneği (KÇÖ), Kredi Garanti Fonu destekli krediler, çek kredisi, KOSGEB ödemelerinin ötelenmesi, var olan kredi ve kredi kartı ödemelerinin ötelenmesi gibi tedbirler birçok firmayı, esnafı ve kişiyi rahatlattı. Ayrıca, diğer olumlu bir gelişme ise yine sanayicilerin girişimi ile sokağa çıkma yasağı uygulandığı sürelerde ihracat taahhüdü olan firmalar ile teknik servisler gerekli belgeleri sunmak kaydıyla bu uygulamadan muaf tutuldu.
Beklentiler neler peki?
Öncelikli olarak makine sektörünün mücbir sebep kapsamına alınması, KÇÖ süresinin 3 aydan 6 aya uzaltılması ve şartların tamamen kaldırılarak onay sürecinin beklenmeksizin başvuran tüm firmaların faydalanması, Leasing ödemeleri ile elektrik, doğalgaz gibi ödemelerin ötelenmesi, KDV iadelerinin en kısa sürede gerçekleştirilerek firmaların krediye yönlendirmek yerine bu ödemelerle finanse edilmesi.
Dilim döndüğünce güncel durumu aktarmaya çalıştım. Sorularınız olması halinde, bilgim dahilinde ise cevaplamaktan memnuniyet duyarım.
Arif Onur Kaçak
AİMSAD Genel Sekreteri