medi
Yeni Üye
MEKÂNDA SALAŞLIK; NEDEN İYİ HİSSETTİRİR? *
Salaş, (Nişanyan Sözlük) Macarca szállás “ev” sözcüğünden alıntıdır. Száll “konmak, ikamet etmek” fiilinden türetilmiştir. Derme çatma, uyumsuz, kötü görünen anlamlarında da kullanılır.
Mekanlarla olan ilişki konusundaki farkındalığımız artmaya başladıkça da değerlendirmelerimiz “Burası nasıl görünüyor?” dan “Burası bana nasıl hissettiriyor?” a dönüştü.
Siz de bulunduğunuz ortamda aksiyon alırken kendinizi ‘’Fonksiyon gösterebiliyor muyum yoksa bütün hareketlerim kısıtlanıyor mu’’ diye sorarken buluyor olabilirsiniz.
Mekanları gözlemlediğimizde kabaca iki ana akım trendin öne çıktığını görüyoruz; rahatlığı ve pozitif yüklü kişiselleştirme, ikincisi de maksimal yüklü modern doku.
Yaşadığımız yerde rahatlığın önemi her zaman daha fazla olmuştur.
Belli hile yollarını takip eden öyle dekorasyonlar vardır ki rahat oldukları kadar şık da görünürler.
Salaşlıkda kişisellik vardır ve biz kişisel olanı daha çok seviyoruz. Bu tanıdık olanı sevme güdüsünden gelir. Bu insanın yazılımında vardır.
Salaş dekor daha sürdürülebilir, daha pratiktir. Orada tamir edilen tahta sandalye eksildiği zaman parçası uydurulabilen bir şeydir. Örgüsü sökük hasırı konuk olduğumuz yerde nerdeyse biz bile bir iki düğümle düzeltebiliriz, o orda yaşamaya devam eder. Bizden bir parça taşıyarak.
Aşırı modern donatı taraftarı değilseniz sizi mutlu edecek bir değişim var; meşhur z kuşağı bir yandan en son teknolojiye dâhil olurken diğer yandan kullandığı her şeyi daha samimi, daha kişisel, daha sürdürülebilir yapmanın yolunu buldu. Kendi giysilerini yapmak, dönüşüm yoluyla mobilya sahibi olmak, ikinci el alışveriş yapmak, küçük alanlarda büyük dünyalarda yaşamak J
(Emeği geçen akademisyenlerin isimlerini ve çalışmanın tam halini bilmiyorum maalesef) Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada, “doku” kavramı çalışılmış, deneklerin çoğunluğu, yumuşak dokulu duvarı anlatırken “sade, ince, anlaşılır, sakinleştirici, sıcak, dostçul, rahatlatıcı, sevimli, hoş, sınırsız, rahat” gibi kelimeler kullanmıştır.
Salaşlık, biraz samimiyet, biraz rahatlık, eskinin güvenli atmosferine dönmektir.
*Yazı içeriği, kişisel notlarımdan, çeşitli medya araçlarından derlediğim notlardan oluşmaktadır.
Salaş, (Nişanyan Sözlük) Macarca szállás “ev” sözcüğünden alıntıdır. Száll “konmak, ikamet etmek” fiilinden türetilmiştir. Derme çatma, uyumsuz, kötü görünen anlamlarında da kullanılır.
Mekanlarla olan ilişki konusundaki farkındalığımız artmaya başladıkça da değerlendirmelerimiz “Burası nasıl görünüyor?” dan “Burası bana nasıl hissettiriyor?” a dönüştü.
Siz de bulunduğunuz ortamda aksiyon alırken kendinizi ‘’Fonksiyon gösterebiliyor muyum yoksa bütün hareketlerim kısıtlanıyor mu’’ diye sorarken buluyor olabilirsiniz.
Mekanları gözlemlediğimizde kabaca iki ana akım trendin öne çıktığını görüyoruz; rahatlığı ve pozitif yüklü kişiselleştirme, ikincisi de maksimal yüklü modern doku.
Yaşadığımız yerde rahatlığın önemi her zaman daha fazla olmuştur.
Belli hile yollarını takip eden öyle dekorasyonlar vardır ki rahat oldukları kadar şık da görünürler.
Salaşlıkda kişisellik vardır ve biz kişisel olanı daha çok seviyoruz. Bu tanıdık olanı sevme güdüsünden gelir. Bu insanın yazılımında vardır.
Salaş dekor daha sürdürülebilir, daha pratiktir. Orada tamir edilen tahta sandalye eksildiği zaman parçası uydurulabilen bir şeydir. Örgüsü sökük hasırı konuk olduğumuz yerde nerdeyse biz bile bir iki düğümle düzeltebiliriz, o orda yaşamaya devam eder. Bizden bir parça taşıyarak.
Aşırı modern donatı taraftarı değilseniz sizi mutlu edecek bir değişim var; meşhur z kuşağı bir yandan en son teknolojiye dâhil olurken diğer yandan kullandığı her şeyi daha samimi, daha kişisel, daha sürdürülebilir yapmanın yolunu buldu. Kendi giysilerini yapmak, dönüşüm yoluyla mobilya sahibi olmak, ikinci el alışveriş yapmak, küçük alanlarda büyük dünyalarda yaşamak J
(Emeği geçen akademisyenlerin isimlerini ve çalışmanın tam halini bilmiyorum maalesef) Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada, “doku” kavramı çalışılmış, deneklerin çoğunluğu, yumuşak dokulu duvarı anlatırken “sade, ince, anlaşılır, sakinleştirici, sıcak, dostçul, rahatlatıcı, sevimli, hoş, sınırsız, rahat” gibi kelimeler kullanmıştır.
Salaşlık, biraz samimiyet, biraz rahatlık, eskinin güvenli atmosferine dönmektir.
*Yazı içeriği, kişisel notlarımdan, çeşitli medya araçlarından derlediğim notlardan oluşmaktadır.